KADIN, ADAM, ÇOCUK
Münire Çalışkan Tuğ
Alaca karanlıktı gece. Bir çığlık düştü
gecenin koynuna. Kadın kaptı çığlığı, bastırdı memesine. Sustu çığlık.
Adam camı açtı,
kollarını uzatıp kucakladı karanlığı. Yüreğinden yıldızlar uçurdu göğe.
Toprağın kucağında bekleyen tohum kıpırdadı,
yokladı yatağını. Bir ağaç, kılcal
köklerini uzattı yanından akan ırmağın kıyısına. Dal dal büyüdü umut, çiçeğe durdu
ağaç.
Işığa kesti gece.
***
Alaca karanlıktı
gece. Umuda
kesmişti ayaz. Yıldızlar telaşlı; ay, bulutların ardında kıpır kıpır. Sabahı
bekliyordu tüm canlılar, gün ışığında
yıkanmak için.
Bir çığlığa gebeydi
gece. Toprak, sarmak için çığlığı, tohum
çatlamak için can suyunu bekliyordu.
Ağaç, köklerini uzatıyordu
yeniden, yanından akan ırmağın kıyısına.
Umut, yeşereceği baharını özlüyordu.
Bir kadın, bir adam,
bir çocuk pencereden boşalttılar içlerindeki yangını geceye. Büyüdükçe harlandı, harlandıkça büyüdü
yangın.
Ayazı kesildi gecenin, ay gülümsedi
bulutların ardından.
***
Sabahtı, ışıl
ışıldı güneş. Sabah çiğini emiyordu toprak. Ağaçların dallarındaki yavru kuşlar,
ilk uçuşa hazırlanıyordu, ürkek çırpınışlarla.
Bir uğultu
ilerliyordu sokaklardan alanlara. Kara gözlü, kara kaşlı bir çocuk, ok gibi
fırladı evinden, karıştı uğultuya. Gözlerinin karasını yıkadı güneşte. Ağacın
dibine oturup kuş cıvıltılarını katık edecekti ekmeğine, gaz bulutuyla
gelmeseydi onu yere çalan kin.
Önce kaldırıma
düştü küçük bedeni, ardından toprağa. Zifiri
karanlık yuttu sabahı. Bir düş, bir
kâbusu doğurdu. Toprak bağrına basarken
küçük bedeni, kaşlarından havalanan kuşlar güneşe uçtu kanat kanada.
Oğlunu kucaklar
gibi toprağı kucakladı kadın, kadının gözyaşlarını emdi topraktaki beden.
Büyüdükçe büyüdü kadının göğsündeki sancı.
Adam, ağıtlar süzdü
acılarından. Gökyüzünde bir yıldızın kendisine göz kırptığını gördü, ırmak
kenarındaki ağacın yapraklarındaki yeşili, yeşil yapraklar arasında çiçeklenen
dalları, dallarda uçuşan kuşları izledi yüreğindeki sancıyı bastırmaya
çalışarak.
Işığını yitirdi gün.
***
Adamla kadın, önlerine
açtıkları deftere yıldız güncesi tutuyorlar şimdi, gökyüzüne bakarak. Tarihin
belleğine not düşüyorlar damıttıkları acılarından, kimsenin ekmeğine kan
bulaşmasın diye.
Tarihin sayfaları aydınlansın diye ışığını
gönderiyor Güneş.
Güncel Sanat
Ocak-Şubat 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder