6 Şubat 2017 Pazartesi

KUŞ DA BANA GÜLÜMSEDİ Mİ

                               

                                             

                                               KUŞ DA BANA GÜLÜMSEDİ Mİ? 
                                                                                                      Münire Çalışkan Tuğ
                              
    Yüreğimi yerinden söküp parkta birlikte beklediğimiz kediye yedirdim. Yalanarak baktı gözlerimin içine.   Akılımı rüzgâra saldım,  uçup gitti hafif bir tüy gibi döne döne. Yağmur yağıyordu. Kocaman, iri damlalar tıp tıp dövüyordu her yanımı. Islak bedenimi bir ölü gibi, eve sürükledim. Sokak kapısı beni bekliyordu her şeyi ardımda bırakıp kapanmak için.  Merdivenin iki yanındaki küstüm çiçekleri taçyapraklarını, bahçedeki akasya kokusunu içine çekti. Çelimsiz adımlarım okşadı ıslak, mermer merdivenleri. Anahtar zor buldu yuvasını, titreyen ellerimin gelgitlerinden. Fazla direnmedi kilit, içinde döndü anahtar,  açıldı kapı.
   İçeri girince tüm hıncımı ondan çıkarmak istercesine tekmeledim kapıyı. Kapı, hızla kapanıp sonra yuvasından fırlamış bir yay gibi geri geldi,  ayağıma çarptı. Öyle çok acıdı ki parmaklarımdan biri koptu sandım. Koptuğunu düşündüğüm parmağın nereye sıçradığını görmek için çevreme bakındım. Onun küçük, plastik bir top gibi zıpladığını görmek şaşırtmayacaktı beni.  Ne bir damla kan, ne de kopan, zıplayan parmak.
    Eğilip elimle ayağımı kavradım, zıplaya zıplaya gidip koltuğa çöktüm.  Yaşadığım büyük acı, yüreğimden yola çıkarak ayağımda duraklamıştı sanki.   “Gerçeği kabullenemeyişinin cezasını bana çektiriyorsun.” der gibi baktı ovuşturduğum sağ ayağım, “Bittiğini, seni beklemeyeceğini bile bile gittin parka, oysa bir damla su yeterdi yüreğindeki ateşi söndürmeye. Onca yaşanandan sonra zaten ne kalmıştı ki geriye?”  
    Haksız mıydı? Bilmiyor muydum gelmeyeceğini? Emin olmak istemiştim, hepsi bu? Ayağımdaki acı biraz hafifleyince kalktım,  bir bardak soğuk su içtim. Bardağın dibinde kalan son birkaç damlayı ayağıma döktüm. Yağmur kesilmiş,  Gökkuşağı karşı tepeyi kocaman bir yay gibi kuşatmıştı.   Mutfak balkonunun mermerine, çevresini kolaçan eden telaşlı bir kuş kondu. Gökkuşağının altındaymış gibi görünen yağmur kaçağı kuşa gülümsedim.
   Kuş da bana gülümsedi mi?

                                    Son Gemi Kültür Sanat Dergisi
                                                 Şubat 2017 sayısı


1 yorum:

  1. Münire, o kadar sevdim ki yazını. Kelimelerini cümlelerine ekledim. Cümlelerini paragraflarına. Bir solukta okuyup bitirdim.

    Sonra... Mutfağa gidip bir bardak soğuk su içtim. Birden ayağımda dehşetli bir zonklama hissettim. Bardağın dibinde kalan son birkaç damlayı, ayağıma döküverdim. Ve sonra ne yaptım bil bakalım? Gülümsedim.

    YanıtlaSil