OYUNA
MI GELDİNİZ
Münire Çalışkan Tuğ
Oyuna geldiniz,
hoş geldiniz çocuklar, bayanlar baylar. Ben, ben… Neyse canım adımın ne önemi
var? Dünyanın pek çok yerinde oynanan bu oyunun anlatıcısı, diyelim. Adım
Mehmet, Coni, Dimitri, Yuhan ya da bir başkası. Oyuncuyuz işte, ya da baş
aktörün oyuncak bebekleri. Baş aktör kim mi? Güldürmeyin beni, çok iyi
bildiğiniz adları başkalarına onaylatmak bir seyirci klasiği olsa gerek.
Bugün
sizler için, bin yıllardır oynanan bir oyunu yeniden sergileyeceğiz. Yüreği
dayanan sonuna kadar izlesin. Gerçi bu kadar uzun yıllar oynanan bir oyunun
sonu var mı onu ben de bilmiyorum. Hem niye olmasın ki her şeyin bir sonu varsa
bu oyunun da bir sonu olmalı. Belki de oyunun bir yerinde biz sahneden
ayrılırız, siz devam edersiniz. Yeni yöntemler denemek gerek öyle değil mi?
Neye şaşırıyorum biliyor musunuz, siz bu oyunu neden bu kadar çok
sevdiniz? Konusunu bildiğiniz
halde bin yılardır aynı salonları doldurup boşaltıyorsunuz. Her oyun kapalı
gişe oynanıyor. Bir de hep seyircisiniz. Neden içinizden birileri çıkıp da "Bundan sonrasını ben oynayacağım, bu oyun artık değişmeli!" demedi? Bu soruya
cevabı olan var mı içinizde? Ya da bu akşam sahneye çıkıp oyuna yön vermek
isteyen?
İstemezsiniz tabi, çünkü siz seyircisiniz,
seyirci olmak kolay, seyirci olmak rahat. Kurul koltuklara izle. Perde kapanınca
da sıcacık evine git, uykunda tatlı düşlere dal. İşte size bir soru: Buradan çıkınca,
izlediklerinizi tartıştınız mı bir başkasıyla hiç? Katılmadığınız yanları,
beğenmediğiniz, değişmesini istediğiniz yönleri konuştunuz mu? El kaldıran var
mı, göremiyorum sanki? Cevap yok
mu? Ben de cevabını bildiğim soruları
soruyorum size. Eğer konuşmuş, tartışmış, değerlendirmiş olsaydınız, biz her
seferinde küçük ayrıntılar ekleyerek aynı oyunu oynayamazdık, Siz akın akın
gelip izleyici koltuklarını doldurdukça bildiğimizi yapmaya devam ettik. Anlayacağınız
sizin sessizliğiniz yönetmenlerimize doğru bildikleri yolda devam etme cesareti
verdi. Yarın akşam da burada olacak, yine bıkmadan usanmadan
izleyeceksiniz, biz de her gün, her
yerde oynamaya devam edeceğiz.
Sesler mi var, arka sıralardan biri “tıraşı
kes!” mi dedi? Dedi mi? Kim dedi? Nasıl
dedi? Niçin dedi? Kimden cesaret aldı da dedi?
Beğenmezsen gelmeseydin kardeşim, bıkmadın mı her gün aynı görüntüleri
izlemeye? Bir an önce başlasa ne olacak, dün de izlememiş miydin? Cesaretin
varsa sahneye gel, yönetmeni, yardımcısını, oyuncuları hatta konuyu değiştir,
sen de kurtul, biz de kurtulalım. Geliyor musun? Kimse yok mu? Gelmezsin tabi,
izlemek kolay çünkü oynamaktan.
Annem sen de mi geldin, babamı ve
kardeşlerimi de alıp ön koltuklarda yerleşmişsiniz. Halam, teyzem, amcam,
dayım, yengelerim, kuzenler… Hepiniz hoş
geldiniz. Siz hep evde çekirdek
çitleyerek izlerdiniz televizyonlardan da canlı yayımlanan bu oyunu. Tabi bugün
ben varım değil mi sahnede? Oğlunuz, kardeşiniz, yeğeniniz, kuzeniniz sahnede
ya doldurmuşsunuz salonu. Meraklanmayın iyi oynarım ben rolümü. Ne de olsa yönetmenim
sağlam, bin yılların deneyimi var. Baş
aktör derseniz, işinin ustası. Ufak
tefek dil sürçmeleri olsa da dünyaya nam salacak bir oyun çıkacak ortaya. Siz
de elleriniz patlayıncaya kadar alkışlayacaksınız. Belki de…
Çok çalıştık bu oyunu kusursuz oynayabilmek
için, defalarca provalar yaptık. Her provada yüreğimiz ağzımıza geldi urganın
ucundan bize yaklaşan ateşi söndürmezler, tutuşur yanarsak; kuyuya sarkıtılan
kafes zamanında geri çekilmez, içindeki arkadaşlarımız boğulursa diye. Boğazımıza
dayanan bıçağı tutan el kontrolü kaybederse, üzerimize gelen tank aniden
duramaz ve bizi ezerse diye az korkmadık. Bugün bu kadar rahat anlatıyorsam, bu
korkularımı yendiğim, kimi zaman haftada bir, kimi de her gün yaptığımız
provalar sonucu ölmeyeceğime inandığım içindir. Yönetmen yetenekli, figüran
çok, izleyici derseniz bütün salonlar dolu. Her şey yolunda yani. Siz
endişelenmeyin, güzel güzel izleyin diye anlatıyorum bunları size. Ne de olsa
seyirci olmadan oyun olmaz.
Her oyunun bir kazananı, bir de kaybedeni
olur. Bu oyunun kazananı kim olacak? Bu soruyu cevaplamak için oyunun sonunu
beklemeye gerek var mı onu da bilmiyorum; ama baş aktör oldukça memnun oyundan.
Bakalım sizler kimi kazanan ilan edeceksiniz?
Oyuna
mı geldiniz, hoş geldiniz. Oyuncular hazır, oyunumuz başlamak üzere. Biraz sonra
perde açılacak. Siz yine de hazırlıklı olun, oyun bu belli mi olur, provalarda
yaşanmayan olumsuzluklar bir anda gerçekleşiverir. Ateş söndürülmeyebilir, tank
durmaz, ya da kuyudan kafesi çeken ip kopabilir. Sonra hatırlatmadı demeyin.
İki küçük anımsatma: Oyunumuza
kısa aralar vereceğiz, dikkat edin ışıklar sönünce yolunuzu kaybetmeyin. Yeni
bir oyuna kadar karanlıkta kalabilirsiniz.
Biraz sonra izleyeceğiniz görüntülerin gerçek
olay ve kişilerle hiçbir ilgisi yoktur.
PERDE!
Şubat 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder