ARSLANBEY ATAKENTTE YARINSIZ YAŞAMLAR
Arslanbey –Atakent Kocaeli’nin Kartepe ilçesine bağlı
bir mahalle.Bu mahallede yaşam 1997 yılında İzmit Büyükşehir Belediyesinin Yuvam İzmit projesiyle başlıyor.Bu projeden
önce, şimdiki Atakent’in yerleşim alanı, çocukların top oynadığı,ineklerin ve
koyunların yayıldığı boş bir mekan.Bir yandan da az az başlamış yapılaşma.Mesela Kocaeli
Üniversitesi Merkez Kampüsü buraya yapılacak. Zaten bazı meslek Yüksek okulları
yapılmış.Kampüsün buraya yapılacak olması toplu konut kapsamındaki üyelikleri
hemen dolduruyor.Hatta insanlar başvurudan bir gün önce belediyenin önünde sıraya girip geceyi orada
geçiriyorlar.Orada bir evleri olursa üniversite öğrencilerine kiraya verecekler.Çünkü
ailelere göre, öğrencilere daha yüksek fiyata kiralanıyor evler.Yurtlar,
tarikat evleri gibi yerlerle beraber ev sahipleri de öğrencileri gelir kapısı olarak görüyor.
1999 depremiyle bazılarının planları
tutmuyor.Üniversitenin yeri değişiyor.Böyle olunca da gözünü öğrencilerin cebine
diken ev sahiplerinin oyunu bozuluyor.Tek tesellileri meslek yüksek okuluna iki
yıllığına gelen yoksul aile çocukları.
2004’ten itibaren yaşam hızlanmaya
başladı Atakent’te.Yollar çamur içinde,
evlerde ısıtma sistemi yok, İzmit ve diğer yerlerle bağlantıyı sağlayan
belediye otobüsleri ise yetersiz ve pahalı.Ayrıca çevrenin kapalı yaşam
biçiminden kaynaklı olarak,
otobüslerde kadınlar ya hiç yok,
ya da sayıca çok azlar.İzmit’e işe veya gezmeye gidenler, otobüslerde
üzerlerine dikilen meraklı, eleştirel, onaylamayan, kınayan bakışların
kıskacında yolculuk yapıyorlar. Neredeyse, kendilerine ait olmayan, hak
etmedikleri bir alanı kullanmanın
suçluluğu vuruluyor yüzlerine.
2004’ten bu yana pek bir şey değişmiş
sayılmaz bugün de.Sosyal yaşamda en küçük bir gelişme, değişme yok.Atakent’in
emekçi ve işçileri gündüz işlerindeyken onların eş ve çocukları da eve kapalı
yaşıyor.Mahallede insanların gidebilecekleri, çevre ve arkadaş
edinebilecekleri, sorunlarını, sıkıntılarını paylaşabilecekleri sosyal mekanlar
yok.Çay bahçeleri, pastaneler, kültür merkezleri, parklar vb. sosyal mekanların
olmayışı, eve kapalı yaşamayı dayatıyor kadınlara.Günlük zorunlu ihtiyaçların
karşılanması için açılan küçük bakkallar
da çok pahalı.Zaten aradığın pek çok şeyi de oralarda bulmak mümkün değil,
bulunabilenler ateş pahası.
İki yılda bir seçimle iş başına gelen toplu yapı yönetimi
de halkın ihtiyaçlarını değil,kendi çıkarlarını öncelikli görünce Atakent’te
yaşamın olumluya evrilmesi adına hiçbir gelişme olamadı.Son yapılan yerel
seçimlerde kadın muhtar adayları çıktı.Ancak o güne kadar bir kadın
dayanışmasının örülemeyişi ve toplumun, yönetimlere aday olan kadına bakışı,
seçimlerin Atakent’te kadınlar lehine sonuçlanamamasına neden oldu.
Atakent’teki ev kadınlarının yaşadığı
yalnızlaşma, eve kapanmalarına neden olan etmenler sadece sosyal paylaşım
alanlarının olmayışı değil, yoksulluk ve dar gelirli olmak kadını eve bağımlı
hale getiriyor. Burada yaşayan kadınların çoğunun eşleri mevsimlik, geçici
işlerde çalışıyor.Bugün iş varsa,yarın yok.Yani evin sürekli ve düzenli bir
geliri yok. Üç kuruşla ay başını getirmenin hesabı yapılırken gezmeye,
sosyalleşmeye para ayrılamıyor Hep geleceksiz, hep yarınsız yaşamlar.
Çalışan kadınları bekleyen en önemli sorun
ise çocukların bakımı. Ailelerin, çocuklarını gönderebilecekleri bütçelerine uygun kreşler yok. Atakent’e
yerleşimin başlamasıyla birlikte açılan bir kreş ve gündüz bakım evi
var.İhtiyaçtan değil, para kazanma
arzusundan açıldığı için yetersiz ve çok pahalı.Ailelerin birbiriyle
iletişim geliştirememesi, birbirine güvenememeyi de beraberinde getirdiğinden
çocuklara evlerde bakılması da zorlaşıyor.
Biz Atakentli kadınlar olarak, hem
kendimiz gelişmek, hem de Atakent’i geliştirmek istiyoruz.Bizler Sağlık ocağı,
kültür merkezi, evlerde ürettiğimiz ürünlerin tanıtım ve pazarlamasını
yapabileceğimiz sosyal yaşam alanları oluşturulmasını, çocuklarımız için
kreşler açılmasını, günlük ihtiyaçlarımızı İzmit’e gitmek zorunda kalmadan,
uygun fiyatlarla karşılayabileceğimiz, kapalı halk pazarları açılmasını istiyoruz. Ulaşımın daha ucuz olmasını, yakında
lise olmadığı için her gün İzmit’e gitmek
zorunda olan çocuklarımıza ücretsiz
ulaşım istiyoruz. Bunları başarabilmek
için bir araya gelmeli, seslerimizi, ellerimizi, yüreklerimizi birleştirmeli, 90 metrekare
evlerimizden çıkıp birbirimizle buluşmalıyız.
Bir toplumda, kadın toplumsal üretime
katılmazsa, o toplumun gelişmesi imkansızdır.Biz de Atakentli kadınlar
olarak toplumsal üretime katılmak
istiyoruz.
Biz, ekmek istiyoruz, gül de.
Atakentli Kadınlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder